Kia Sportage hibrit sürüş izlenimi: Premium segmente göz kırpıyor

Kia Sportage, doğduğu ilk günlerde Asya pazarları dışında çok az kişi tarafından tanınıyordu. Kia’nın ikinci nesilde ortaya çıkardığı tasarım dili ve Avrupa’da üretilmesi Sportage’ı büyük pazarlarda rekabetçi bir model haline getirdi. Kia Sportage beşinci neslinde de yepyeni bir tasarımla ortaya çıktı ve hibrit de dahil olmak üzere birçok farklı varyasyonla tüketiciye ulaşıyor.
Sportage hibrit (Smart versiyon) ile günlerimizi paylaştık ve sürüş izlenimimiz ile karşınızdayız.
Yeni Sportage’ın bir tarzı var. Trafiğin ortasında sıradan bir SUV gibi görünmeye hiç niyeti yok. Ancak Kia’nın bu modelle tasarımda farklılaşmaya cesaret ettiğini söylemek gerekir. Ön kısımda, sanki olmazsa olmazmış gibi farlarla tamamlanan devasa bir ızgara yer alıyor. İki bumerang gündüz ışık imzasını oluşturuyor.
Bahsettiğimiz tasarım bütünlüğünü Whatsapp’taki emojiye (görselde) benzetiyorum.
Büyük jantlar sayesinde keskin profilinde sportif bir hava var. Tavan, alt bölümler ve jantlardaki siyah vurgular otomobili neredeyse üç renkli hale getiriyor.
Arka kısım EV6’nın tarzını devam ettiriyor ancak, ışıklar Kia’yı hemen tanınır hale getiriyor. Ön taraf bizi pek ikna etmedi ama şüphesiz hayranlarını bulacaktır. Her halükarda oldukça modern görünüyor.
Yeni Kia Sportage hibrit, görsel açıdan ilgi çekici ve iddialı bir iç mekana sahip. Tomahawk şeklindeki hava menfezleri ve geniş ekranlı multimedya “uçuş paneli” gibi çarpıcı tasarım özellikleri gözünüze çarpıyor.
Sürüş gerçekten akıcı ve ön koltukta rahat etmek gerçekten çok kolay. Sürüş sırasında, dijital gösterge ekranı sizi hemen hemen her şey hakkında bilgilendiriyor. Örneğin; otomatik silecek fonksiyonunu açtığınızı ya da açmadığınızı biliyorsunuz çünkü bunu önünüzdeki ekranda gösteriyor. Ufak işaretleri gözlerinizle aramanıza gerek kalmıyor.
Gösterge panelinden memnun değilseniz, eko, spor ve standart gibi farklı seçenekler arasından seçim yapabilirsiniz.
Head-up display yok, her şey dijital ekrana çok düzgün bir şekilde sığıyor. Sinyal verildiğinde yan aynaların dijital göstergede de gösterilmesi çok beğendiğim özelliklerden biri oldu.
Maalesef kablosuz Apple CarPlay bulunmuyor ve eksik gibi hissettiriyor (kablolu CarPlay ve Android Auto mükemmel çalışıyor) ama bunun tek nedeni diğer pek çok aracın bunu sunması. Kablosuz telefon şarj cihazı var fakat büyük bir telefonunuz varsa sığmayabilir. Yine de bu sizin için önemli olmayabilir, özellikle de CarPlay’i kullanmak için kablo kullanacaksanız. Zaten telefonunuz kablo üzerinden şarj olacak.
Dokunmatik ekranın altındaki o garip dokunmatik panelden bahsedelim. Çok beğendim mi? Evet, biraz. En azından sinirim geçene kadar nefret etmedim (panelin değişebildiğini öğrendim).
Kullanımı oldukça kolay, klima kontrolü olarak işlev görüyor ve aynı zamanda medya kontrol paneli. Kendinizi “Nasıl ikisi birden olabilir?” diye merak ederken bulabilirsiniz. Kağıt uçağa benzeyen küçük bir simge var; ona dokunduğunuzda klima kontrolleri medya kontrollerine dönüşüyor.
Sportage sahiplerinin alışacağını düşündüğüm şeylerden biri, ancak o zamana kadar; uçak simgesine dokunmadan önce ses düğmesini çevirirseniz, Harmon Kardon hoparlörlerini patlatmak yerine, yapacağınız tek şey ısıyı artırmak olacak.
Kia Sportage’ın dış mekanda olduğu gibi kabinde geçirdiği dönüşüm de açıkça görülüyor. Temel kontrollere erişimi zorlaştırmamak için ergonomiye özen gösterilmiş. Yine de, eğer dijital kontrollere aşina değilseniz, yapıyı anlamak biraz zaman alıyor.
Örneğin; benim gibi otomatik vites araçları N konumundayken el frenini çekip P konumuna alanlardansanız, direksiyon sol alt kısmındaki el frenine alışmanız gerek.
Isıtmalı/havalandırmalı koltuklar ve direksiyon simidi için yerleştirilen düğmelerin konumuna alışamadım. Çok sezgisel bir yerde değil, aynı zamanda garip bir açıda, garip bir tasarımda ve garip bir şekilde yerleştirilmiş, neredeyse son dakika kararı olmuş gibi.
“Aile dostu” diye bağıran basit özelliklerden biri; ön koltukların arkasına yerleştirilen yumuşak plastikli tablet tutucu olarak algıladığım parça. Tablet ekranının alt kısmının birazının engelleneceği de bir gerçek. Ee, poşet asma alanı da değil? Ben tablet koymakta ısrarcıyım.
Kia, ön koltuklara USB soketleri, çantalar için kancalar ve entegre portmantolar yerleştirerek kendine has birkaç numara bulmuş.
Kia Sportage hibrit motor
Gözümüzü 230 beygir gücündeki tam hibrit motora diktik. Bu, genel kullanım amaçlı SUV için oldukça iyi bir güç.
- Normal modda, iki motor (elektrik ve benzin motoru) arasında sorunsuz geçişler ile araç akıcı.
- Eco mod biraz fazla yavaş ve sorunsuz bir şekilde sürerken bile biraz rahatsız edici.
- Spor modu, daha fazla tepkime hissi ile mevcut maksimum gücü sunuyor. Teknik özellik sayfasındaki tüm beygir gücünün sağ ayağınızın altında olduğu hissini vermediğini de belirtelim.
- Karma rotamızdaki yakıt tüketimi 100 km’de 6,5 ile 7,5 litre arasındaydı. Bu kötü bir rakam değil, yüzde 100 içten yanmalı bir motora kıyasla da başarılı.
Geniş iç ve bagaj hacminin ortaya çıkardığı alan boşluğuna rağmen Sportage’ın ses yalıtımı otoyol hızlarında (ortalama 120-130) bile çok huzurlu bir yolculuk sağlıyor.
Biraz fazla müdahaleci bulduğumuz şeritte tutma da dahil olmak üzere en son yardım sistemleri iyi bir şekilde çalışıyor. Kontrolün kendisinde kalmasını tercih edenler için de devre dışı bırakılabiliyor. Otomobilin konforu da iyi tasarlanmış ve yardımcı donanımlardan faydalanarak gerçekten yorulmadan kilometrelerce yol yapabiliyorsunuz.
Sportage, hibrit olmanın getirdiği dezavantajı yüksek ağırlığıyla biraz hantal hissettirse de yolda oldukça iyi davranıyor. Ralli pilotluğu oynamadığınız sürece araçta kimse şikayet etmeyecek. Biraz daha geliştirilmesi gereken direksiyon hassasiyetine rağmen kendinizi güven veren bir SUV’un direksiyonunda buluyorsunuz.