“Düzenlemeyi biz de anlamadık rekabet kaybına yol açıldı”

“Düzenlemeyi biz de anlamadık rekabet kaybına yol açıldı”
(Dünya Gazetesi) Okunma Sayısı : 13

Türk otomotiv sektöründe yerliliğin payı alınan önlemlere rağmen hızla düşüyor. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, iç pazarda son 10 yılın en düşük yerlilik oranına gelindiğini anlatarak yeni gümrük tarifelerine işaret etti. Eroldu, “AB ve STA dışı ülkerlerde içten yanmalı motorlarda yük hafifletildi. Sadece Çin ihracatının yüzde 65’i içten yanmalı. Bu düzenlemeyi biz de anlamadık açıkçası. Anlaşma bizim için rekabet kaybına yol açtı” dedi.

Otomotiv sanayi son yılla­rın en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Buna rağ­men sektörün ihracattaki liderli­ği devam ediyor. Otomotiv Sana­yi Derneği (OSD) verilerine göre, ilk 9 ayda üretim yüzde 3, adet ba­zında da ihracat yüzde 6 artış gös­terdi. Tutar olarak da yüzde 12’lik bir artış oldu. İç pazarda ise tem­po geçen yılın üzerinde.

Bu tab­loda en negatif durumun yerlilik olduğunu söyleyen OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Yerli payı en dü­şük seviyede. İşin en kötü tarafı bu. 2020'de yüzde 46, 2019 ve 2022'de yüzde 45 seviyelerinde olan iç pa­zar payı, otomobilde yüzde 29, ha­fif ticari araçlarda yüzde 21, kam­yonda da yüzde 59 oldu. Ciddi azal­malar var. Hafif ticari araçlarda bu pay yüzde 64 seviyelerindeydi. Bu­nun yüzde 30-40 aralığında olması lazım” dedi. Çin baskısının yoğun olduğuna değinen Eroldu, alınan önlemleri hatırlattı.

Yaptırımlar­la birlikte Çin’in ithalattaki yüzde 9,8’lik payının aynı kaldığını gör­düklerini anlatan Eroldu, “Yeni AB ve STA dışı ülkelere uyguladığımız ek vergi düzenlemesiyle birlikte içten yanmalı motorlarda yük ha­fifletildi. Bazı markalarda ise artış oldu. İlk 7 ayda Çin’in hem üretim hem de ihracatında yükseliş var. Bunun yüzde 65’i de içten yanmalı araçlar. Gelinen noktada Türk oto­motiv sanayisine bu gelişmenin olumlu etkisi yok. Yeni teknolojile­rin Türkiye’ye gelmesini destekle­yecek vergi uygulamalarına tama­mız ama içten yanmalılardaki ver­gi düzenlemesini biz de anlamadık açıkçası. Bu anlaşma bizim için bir rekabet kaybına yol açtı. Çin ile ba­tı arasında rekabet ne kadar adil ona bakmak lazım” diye konuştu.

“Düzenlemeyi biz de anlamadık rekabet kaybına yol açıldı” - Resim : 1

“En büyük partnerimizde işler iyi gitmiyor”

Yaptırımlarla birlikte Çin’in yüz­de 9,8’lik payının bu sene aynı sevi­yede kaldığını gördüklerini söyle­yen Cengiz Eroldu, “Toplamda ilk 8 ay rakamlarıyla 1,8 milyar dolar­lık bir ticaret açığından bahsediyo­ruz. Türkiye’deki otomobil ticaret dengesi bu ülkelerde negatif sevi­yelerde. Çin'de 1,2 milyar dolarlık negatif dış ticaretimiz var otomo­bilde. Japonya'da 375 milyon, Gü­ney Afrika'da 137 milyon. Bu yeni uygulamalarla bu olumsuz dış ti­caret dengesinin bir miktar azala­cağını bekleyebiliriz” dedi. Eroldu, Avrupa’da da işlerin iyi gitmediği­ne değinerek, “2024-2025 geçişin­de özellikle Almanya’dan yapılan ithalatın artışı.

Bu da ta­bi Avrupa’daki kapasite fazlasının Türkiye’ye geldiğinin bir göstergesi. Bunun dışında Avrupa Birliği’nden yaptığımız ithalatın payı da aslında son yıllarda önem­li bir değişim göstermemiş durum­da. Tabi Meksika, Tayland gibi di­ğer ülkelerden yapılan ithalat var. Burada da önemli bir azalma ger­çekleşmiş. Avrupa bizim en büyük ticari partnerimiz. Orada da işleri­miz çok iyi gitmiyor” diye konuştu.

“Kapasite var kullanamıyoruz”

Otomotiv sanayi için en önemli konulardan birinin kapasite kul­lanım oranlarının olduğunu söy­leyen Cengiz Eroldu şöyle devam etti: “Burada da iyi durumda değil şu anda sanayi. Biz bir yandan yatı­rımlarla kapasitemizi artırma yö­nünde hareket ediyoruz. Bir taraf­tan da gerek Avrupa pazarlarının zayıf gitmesi ve Türkiye pazarında yerli oranın düşmesi sonucu kapa­site kullanım oranı olumsuz etki­lendi. Yüzde 66 seviyesine indi.

En büyük düşmeyi traktör alt kırılı­mında görüyoruz. Traktörde işler 2025 yılında geçen seneye göre ol­dukça negatif durumda. Yüzde 39 seviyesinde. Hem ihracat hem de iç pazarda ciddi oranda küçülme var. Keza kamyon pazarında da ih­racatın ve iç pazarın küçüldüğünü görüyoruz. Tabii toplam kapasi­te kullanım oranı aslında, gelecek açısından ve otomotiv sanayinin rekabetçiliği açısından da önemli. Kapasite kamyonda yüzde 55, oto­büste yüzde 65 seviyesinde.”

İhracat liderliği sürüyor dış açık 1 milyar dolara yakın

“İhracattaki lider pozisyonumu­zu devam ettiriyoruz” diyen Cen­giz Eroldu, “2025’te Türkiye ihra­catının yüzde 17,4’ünü otomotiv sanayi gerçekleştirdi. Geçen yıla göre, 1,2 puanlık artış oldu. Kimye­vi maddeler, elektrik elektro­nik aynı seviyede ka­lırken hazır gi­yim ve kon­feksiyonda ise 1 puanlık bir düşüş gö­rüyoruz. Keza yine çe­lik sektörü de geçen se­neye paralel ihracat payını almış durumda ama ta­bi 30,2 milyar dolarla çok ciddi bir şekilde Türkiye ihra­catının lokomotif sektörü olmaya devam ediyoruz” ifadelerini kul­landı.

Fakat buna rağmen dış tica­ret dengesinin kötüleştiğini söyle­yen Eroldu: “Ocak-Ağustos döne­mini 1 milyar dolara yakın eksi ile kapattık. Tabi burada komponent ve ticari araç ihracatı artı yönde giderken buradaki en önemli ko­nu kuşkusuz otomobil bizim 87.03 dediğimiz gümrük tarife pozisyo­numuzun durumu; burada da yine Ocak-Ağustos döneminde 5,6 mil­yar dolarlık bir dış ticaret açığımız var. Türkiye’nin tabi bu ekonomik -alandaki durumunu düzeltmesi için de kuşkusuz bu dış ticaret açı­ğının kontrol edilmesi ve azaltıl­ması önemli bir unsur.”

Yüksek vergiye rağmen İspanya’yı geçmek üzereyiz

Türkiye Avrupa otomotiv sektö­rü tarafında iyi bir seviyede. Avru­pa’da yüzde 3’lük bir düşüşün oldu­ğunu söyleyen Cengiz Eroldu, ilk 6 ayda Avrupa’nın yaptığı ihracatta da yüzde 6’lık bir azalma olduğunu kaydetti. Türkiye’nin şu anda Av­rupa’da İspanya’nın hemen arka­sında 6’ncı büyük pazar olduğunu anlatan Eroldu, “Yaşanan makro ekonomik sorunlara ve yüksek ver­gilere rağmen. Bu da aslında Tür­kiye pazarının ne kadar bir potan­siyel taşıdığının da diğer gösterge­si. Bugün İspanya’da ÖTV gibi bir mefhum yok iken biz İspanya’ya yakın bir otomobil pazarına sa­hibiz ki milli gelirimiz de İspan­ya’nın oldukça altında. Ticari araçlarda da Türkiye pazar sı­ralamasında 4’üncü durum­da. Türkiye gerçekten tica­ri araçlar açısından da Av­rupa’daki en önemli pazarlardan bir tanesi” yoru­munu yaptı.

“Kur sabit, enflasyon artışta bu yatırımları etkiler”

Kurların artmadığı bir ortamda enflasyonun artmasının iyi bir şey olmadığını ifade eden Cengiz Eroldu, faizlerin aslında çok fazla indirilmemesi gerektiğini savundu. Eroldu şöyle devam etti: “Enflasyon kur makası istediğimiz gibi gitmiyor. Özellikle eylül enflasyonunu gördük. Kurlar ise hâlâ sabit. Bu durum önemli bir tehdit. Enflasyonu yüksek kurların düşük seviyede gitmesi hem otomotiv ana sanayinin hem de otomotiv tedarik sanayinin rekabetçiliği konusunda önemli bir etken. İhracatçı gözünden baktığımız zaman enflasyonun artıyor olması, enflasyonun ücretler üzerinde baskı yaratıyor olması, maliyetler üzerinde baskı yaratması söz konusu.

Tabii kurların artmaması bir yandan maliyet enflasyonunu frenlemek açısından iyi bir şey. Fakat kurların artmadığı bir dönemde enflasyonun artması sorun aslında. Kurlar arttığı zaman, çünkü kurların yarattığı da bir maliyet enflasyonu var. Diyorsunuz ki; o yüzden zaten kuru baskılanmak arzusu, maliyet enflasyonunu tetiklememek. Ama kurun artmadığı bir ortamda enflasyonun artması ihracatçı açısından çok iyi bir şey değil. Zaten bunu şimdi tekstil rakamlarında görüyoruz. Yani hızlı hareket eden sektörlerde üretim yeri değişiklikleri yaşanmaya başladı. Bu net işte Mısır’a gidiliyor.

Tekstil firmalarından çok fazla Mısır’a ve Tunus’a gidenler var. Tekstil ihracatımız azalıyor. Yani bizim otomotiv sanayi ana şirketleri olarak hepimizin tabii çabası bu kapasiteyi daha yukarı rakamlara taşımak ama bunun için de bugün makroekonomik durumumuz yardımcı olmuyor. Bunu da hep konuşuyoruz. Yani bugün aldığımız yatırım kararlarıyla otomotiv sektörü bir büyüme ve yatırım döneminden geçiyor ama bundan sonraki çevrimde bu tablo böyle olmayabilir. Bu yatırımlar Türkiye'de devam etmeyebilir. Bunu da önemli bir tehdit olarak belirtmek isterim.”

Satışlar iyi kârlılıklar baskı altında

Otomotiv sektörünün iç pazarda rekorlar kırmasına rağmen, aslında tablonun iç yüzünün tam görünmediğini ifade eden Cengiz Eroldu, sektörün kötü olmadığını ama karlılıkların baskı altına olduğunu paylaştı. “Yeni ÖTV rejimi uygulaması markaları fiyatlandırma açısından zorlayan bir yapı” diyen Eroldu, “Artık segmentler kaybolmaya başlıyor çünkü markalar ÖTV’deki dilimlere göre pozisyon alıyorlar. Yani bu ne demek, siz artık B, C ve D segmenti araçları aynı fiyatları görebiliyorsunuz. Veya bir küçük fiyat indirimi yapıldığı zaman, ÖTV bareminde aşağıya indirildiği zaman çok agresif bir kampanya ortaya çıkabiliyor” dedi.

Reel faiz kalmadı, altın arttı otomobil yatırım aracına döndü

Yaşanan ekonomik durumun da iç pazarı etkilediğini ifade eden Cengiz Eroldu, “Şimdi yaşanan durum aslında bir miktar iç pazarı olumlu yönde etkiliyor bence. Çünkü paranın gideceği yön çok fazla yok. Niye bu kadar yüksek taleple biz karşılaşıyoruz? Bir tanesi bence altındaki artış. Çünkü Türkiye’de ciddi bir altın stoğu var insanların elinde. Altının mallara dönmesi söz konusu ki burada işte gayrimenkul ve otomobil geliyor. Altının çok değerlendiğini düşünüp başka bir pozisyona geçenler veya işte bir kısmını realize etmek isteyenler var.

Reel faiz kalmadı bir yandan. Eylül enflasyonuna baktığımız zaman reel faiz yok oldu bir anda. Reel faiz olmayınca insanlar kendi varlıklarını korumak için bu sefer tekrar yatırım malı olarak gördükleri otomobil alımına yönlenme de var. Yani bu ikisi bir araya gelince Türkiye’deki otomotiv talebini de canlı tuttu. Bir de kurlarda artış olmaması. Kurlarda artış olmadığı için zaten otomobil fiyatlarının artmadığını gözlemliyorsunuz. Yüzde 1’lik, 1,5’lik küçük zamlar yapılıyor. Çünkü sert bir rekabet var” diye konuştu.