Araç sahipliğinde ‘Z’ dönüşümü

Araç sahipliğinde ‘Z’ dönüşümü
(Dünya Gazetesi) Okunma Sayısı : 160

Z kuşağı ile araç sahipliğine ilgi azaldı. Uluslararası araştırmalara göre, teknolojiyi çok iyi kullanan, hız ve rahatlık isteyen bu genç neslin %50’si otomobil sahibi olmak istemiyor. Birçoğu ehliyet bile almıyor. Türkiye’de hızla yükselen araç fiyatları da gençleri araç sahipliğinden uzaklaştırıyor.

Teknoloji çağında doğan Z kuşağı için otomobil bir statü sembolü veya zorunluluk olmaktan çıkıyor, sadece ulaşım aracı olarak görülüyor. Hız, basitlik ve rahatlık isteyen bu genç neslin önemli bir kısmı ehliyet de almıyor. Türkiye’de ise ekonomik sebep gençlerin otomobil sahibi olmasını engelleyen en büyük etkenlerden biri. Otomotivdeki bu dönüşüm, araç paylaşım modellerine ilgiyi artırıyor.

Araç paylaşım modelinin Türkiye’deki öncü markalarından biri Anadolu Holding bünyesindeki Moov. Moov’un yöneticiliğini yapan Garenta ve ikinciyeni. com Genel Müdürü Emre Ayyıldız, Z kuşağıyla birlikte otomobil sahipliği konusunda trendlerin değişmeye başladığını vurgulayarak, “Z kuşağının karakteristik bir özelliği olan ‘ihtiyacın kadar kullan’ mottosu otomobil sahipliğinde kendini gösteriyor, yapılan uluslararası araştırmalar da bunu destekliyor” dedi.

The Allison + Partners’ın yakın dönemde açıkladığı ‘Mobilite Kültürü’ araştırmasının sonuçlarına göre, Z kuşağını temsil edenlerin yüzde 56’sı otomobili yalnızca bir ulaşım aracı olarak görüyor. Yarıdan fazlasının ehliyeti bile bulunmuyor. ‘Z kuşağı’, diğer bir adıyla ‘internet kuşağı’ yaygın olarak 1995-2010 yılları arasında doğan kişiler için kullanılıyor. Otomobil sahipliğine olan olumlu yaklaşımın giderek azaldığını, teknoloji kullanımı da hızla arttığını ifade eden Ayyıldız, Adobe’un yaptığı araştırmaya göre, Z kuşağının çok azının teknolojisiz bir yaşamı bildiğini, yüzde 65’inin sürekli çevrimiçi olduğunu, seyahat programları, ulaşım gibi pek çok ihtiyacını bu aplikasyonlar vesilesiyle gerçekleştirdiğini aktardı. Yine bu araştırmaya göre, gençlerin yüzde 60’ı 2029 yılına kadar ulaşım ihtiyaçlarını otonom araçlarla sağlayabileceğini düşünüyor.

Moov’un indirilme sayısı 2 milyonu aştı

Ayyıldız, Moover olarak tanımladıkları Moov kullanıcılarının katılımıyla Türkiye’de de bir anket gerçekleştirdiklerini açıklayarak, “Ankete katılan Moover’ların yüzde 69’u Moov’u deneyimledikten sonra kendi araçlarını daha az kullanmaya başladıklarını, yüzde 43’ü ise Moov’u ilk ulaşım tercihi olarak gördüğünü söyledi. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere araç sahipliği çok yakın bir dönemde popülerliğini ya da başka bir deyişle gereklilik olarak görülme durumunu yitirecek. Bugün bunun yaklaştığını araç paylaşımı hizmetlerine olan ilgiden anlayabiliyoruz. Her geçen gün araç paylaşımındaki kullanım oranları artıyor. Araç paylaşımı sektöründe lider marka konumunda bulunan Moov’un indirilme sayısı 2 milyonu aştı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de aynı uygulama üzerinden hizmet veriyoruz. 700 bin üye sayısını aştık ve günde 5 bin 500 defadan fazla kiralama gerçekleştiriyoruz. Geleceğin ulaşım modeli olarak gördüğümüz ekonomik, çevreci ve konforlu araç paylaşımının vizyoner kent yöneticilerinin de desteğiyle yaygınlaşmasını bekliyoruz. Özellikle salgından sonra araç paylaşım modellerine ilginin daha da artacağını öngörüyoruz” diye konuştu.

Veri analiz şirketi Cardata’nın CEO’su Hüsamettin Yalçın da Z kuşağı ile birlikte araç sahipliği konusunda yaşanan dönüşüme dikkat çekerek, “Teknolojinin içinde doğan günümüz Z kuşağına bir anlamda internet kuşağı da diyebiliriz. Hızlı ve analitik düşünen, bilgiye çabuk ulaşmaya alışmış olan bu kuşak için otomobil sahipliği bir statü veya unvan olmaktan çıkıyor, onun yerine mobilite kendilerini sadece A noktasından B noktasına hızlı bir şekilde götürecek bir olguya dönüşüyor. O yüzden pahalı ve lüks araçlar satın almak yerine kendilerini sadece B noktasına götürecek ucuz bir ulaşım aracı onlara yetiyor. Bunu yaparken de araç paylaşım modeli ile hareket ediyorlar. Yani herhangi bir sahiplik duygusu yok” yorumunu yaptı.

“Mini elektrikli araç kiralama trend olacak”

Yalçın, otomotiv markalarının da sektörde yaşanan bu değişimin uzun süredir farkında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Markalar hem ürün geliştirmede hem de pazarlama stratejilerinde bu gerçekler üzerine hareket ediyorlar. Bu bağlamda yakın gelecekte araç paylaşım modellerinin ve mini elektrikli otomobillerin çok revaçta olacağı bir döneme giriyoruz. ‘Satın alma, kullan bırak’ anlayışına sahip olan bu milenyum çocukları için en önemli gerçek olan teknolojinin hızından faydalanmak onlar için vazgeçilmez. O yüzden hem ülkemizde hem de dünyada çok yakın gelecekte çok çok düşük kiralama bedelli çok çeşitli paylaşım modellerine dayanan mini elektrikli araçlar, belki scooter’ların bir üstü 4 tekerlekli mini elektrikli araçlar göreceğiz. Bu kuşak özellikle ülkemizde giriş segmenti dediğimiz araçlara ülkemizde şu anki başlangıç fiyatları olan 300 bin TL’ler ödeme yaparak bir araç sahipliği yapmayacak. Hele hele daha fazla para kazanacakları 35 yaş üstünden sonra da lüks ve pahalı araçlar satın almayacaklar. O yüzden global otomotiv sektörünü çok değişik bir gelecek bekliyor.”

Scooter en önemli alternatifl erden oldu

Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği ulaşım araçlarından biri scooter oldu. Pandemi de scooter’a olan talebi artırdı. Mesafeye göre ücretlendirilen kurumsal firmaların sunduğu e-scooter’ların yanı sıra bireysel e-scooter kullanıcılarının sayısı da hızla artıyor. Geçen aylarda DÜNYA’ya konuşan GittiGidiyor, Teknosa gibi perakende sektörü temsilcileri de scooter satışlarının özellikle son iki yılda katlanarak artmaya devam ettiğini açıklamıştı. Küresel elektrikli scooter pazar büyüklüğünün 2030’a kadar yüzde 7,7'lik büyüme ile 41,98 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

SABRİ SÖZEN/VOLVO: GENÇLERİN YARISI OTOMOBİL SAHİBİ OLMAK İSTEMİYOR

2020 yılında Türkiye’den İsveç’e transfer olan Volvo Car EMEA Satış Sonrası Hizmetler ve Kalite den sorumlu Başkan Yardımcısı Sabri Sözen, otomobil sahibi olmak ve kullanmak konusunda gençlerde yüzde 50 oranında azalma olduğunu belirtti. Sözen, gençlerin araç sahipliğine olan ilgisini hem Türkiye hem de Avrupa açısından değerlendirdi: “Yüzde 50’lik bir kesim trafik yoğunluğu ve gereksiz stresi nedeniyle araç kullanımından uzak durmaya çalışıyor. Şehirler arası seyahatlerde otomobili tercih edebiliyorken şehir içerisinde daha çok alternatif ulaşım seçeneklerini kullanmayı daha mantıklı bir çözüm olarak görüyorlar. Benim kızlarım da günlük ulaşım için otomobili tercih etmezken, şehirler arası ulaşımda otomobil kullanmak hoşlarına gidiyor. Özellikle gençler arasında otomobil almak maddi açıdan zorlaşınca, buna maddi imkansızlıkların sebep olduğu gerçeğinden soyutlanmak için psikolojik olarak, ihtiyaç duymuyorum argümanını kendilerince kabullenip bunu pazarlamaya çalışıyorlar ki sosyal statülerinde bir değer kaybı hissi oluşmasın. Bu tabi ki bizim ülke için geçerli. İsveç’te halen gençlerin hem ehliyet alma hem de otomobil kullanma eğilimleri devam ediyor. Tek fark, katı alkol kuralları ve iyi bir toplu taşıma altyapısı nedeniyle her iki alternatifi verimli kullanma imkanlarına sahipler. Şehir merkezlerinde oturanlar ise park yeri maliyetleri ve yine iyi bir toplu taşıma ağı sebebiyle, günlük ihtiyaçları için otomobil almamayı tercih ediyorlar. Yani aslında çevresel faktörler kişisel tercihleri etkiliyor.”

ŞÜKRÜ BEKDİKHAN/MERCEDES: TÜRK GENÇLER İSTİYOR AMA ALAMIYOR

Mercedes-Benz Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan’a göre, pandemi Avrupa’da araç paylaşım platformlarının büyüme hızını yavaşlatırken, e-scooter, e-bike paylaşımlarına yönelik eğilimlerin canlılığını koruyor. Avrupa’da otomobil paylaşım platformlarında yeniden canlanmanın salgın sonrası olacağını öngören Bekdikhan, Türkiye’de genç kuşakların otomobil sahibi olmasının önündeki en büyük engeli ekonomik gerekçelerin oluşturduğunu söyledi. Bekdikhan, “Genç kuşaklar her ne kadar paylaşım platformlarına ilgi duysalar da mümkün olması halinde otomobil sahibi olma isteğinin önemini koruduğu görüşündeyiz. Daha uzun vadede paylaşım platformlarının otomobil sahipliğine giden yolda önemli bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz. Bu bağlamda, henüz bin kişiye 152 otomobil düşen ve Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde bir otomobil sahipliği bulunan Türkiye’de, özellikle genç kuşaklar, ulaşım altyapısındaki eksiklikleri de göz önüne alarak bir otomobile sahip olmayı arzu ediyor. Bu anlamda otomobil paylaşım platformlarını bir tehdit olarak değil, tamamlayıcı ve destekleyici bir unsur olarak görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda bu platformların çeşitliliği ve sunduğu hizmetler artarak gelişmeye devam edecek. Biz de bu platformlarla iş birliğimizi arttırarak otomobil deneyiminin gelişmesine katkıda bulunacağız” şeklinde konuştu.

CARDATA, 4 BİN DOLARLIK MİNİ ELEKTRİKLİLERİ İTHAL EDECEK

Cardata CEO’su Hüsamettin Yalçın, Z kuşağının hız ve basitlik istediğinin altını çizerek, yakın gelecekte mini elektrikli araçlara ilginin artacağını söyledi. Türkiye’de yükselen fiyatlar nedeniyle gençler için otomobile erişimin giderek zorlaştığını dile getiren Yalçın, bu durumun da talebi elektrikli küçük araçlara yönelteceğini ifade etti, bu konuda Cardata olarak önemli bir projeleri olduğunu açıkladı: “En ucuz otomobilin 300 bin TL’lere dayandığı bir otomotiv pazarında Z kuşağının 3-4 bin dolar civarındaki elektrikli otomobillere rağbet göstereceğini düşünüyoruz. Bu çerçevede de yurtdışından bu tutardaki araçları ithal etmek için çalışmalarımıza başladık. Diğer yandan elektrikli araçların hızlı şarj edileceği bir teknoloji için uluslararası bir şirket ile Cardata olarak bir ortaklık yaptık. Bu teknoloji dünyada bir ilk. Elektrikli bir araçla İstanbul’dan Bodrum’a (yaklaşık 550 km) giderken şu an 4-6 saat olan şarj süresini 1 dakikaya indiren bir teknoloji bu.”

ZİPCAR’DAN ARAÇ PAYLAŞIMINDA YENİ HİZMET

Otokoç Otomotiv Araç Kiralamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Eren Gündüz, artan araç paylaşımı ilgisini en doğru şekilde karşılamak için çok yakında Zipcar markası bünyesinde yeni bir hizmetini devreye alacaklarını açıkladı. Gündüz, “Şu ana kadar üyelerimizin aracı bizim belli noktalarımızdan alıp, aynı noktaya bırakması gerekiyordu. Yeni sistemle birlikte kendilerine en yakında gördükleri aracı alıp, istedikleri Zipcar lokasyonuna bırakabilme opsiyonları da olacak. Böylece her iki şekilde araç paylaşımı opsiyonunu üyelerine sunan ilk marka olacağız. Yeni araç filomuz, yenilenmiş donanımımız ve yeni yazılımımız ile Zipcar markamız artık tüm İstanbulluların tercih ettiği araç paylaşım platformu olacak” dedi.